MARAŞ
GERÇEGİ „Dondurması kadar serin biberi kadar acıdır” Binboğaya
Engize’ye doyolmaz Nurhakın gururlu başı eğilmez Cerit yaylaları kolay
yayılmaz Görmeden anlamak zordur Maraş’ı
Elbistan dağları maden yatağı Bir servetir Pazarcağın toprağı Köylünün
umudu bostanı bağı Baharda her yanı mordur Maraş’ın
Yobazı durmadan mazlumu ezer Ökeşin belinde satırla gezer Bozarsa kafayı
Cennet’le bozar Biliriy ufku çok dardır Maraş’ın
Aşretin dağlarda dertleri çoktur Üçünün beşinin boğazı toktur Yaşadığı
çağda haberi yoktur Daha orta çağı yardır Maraş’ın
Durduran olmadı bu yamyamları Karanlığı koruyan adamları Gözümde gitmiyor
katliyamları Bunca katlıyamı sırdır Maraş’ın
Kanlıdır bir yüzü Tariht’e leke Kahraman sayıldı kan döke döke Sakalı
fesatın hayali Mekke Paslanmış vijdanı kördür Maraşın
Yüyümüz gülmedi yasta karada Zeytinde Tekkede Kanlı Derede Dümrül’ün;Davası
kaldı orada Tarihte karası vardır Maraş’ın Ahmet
Dümrül / 28.03.03 SEBEBİ
NE
Pirsultan yurduna duman sardılar Bir ateş yaktılar seyre durdular Ateşe
otuz üç insan verdiler Sebebi ne diyemedin ANKARA Kömür kara vijdan kara
gün kara
Akarsu’nun Sıvas’ta bir taşı var Nesimi’nin derisiyle işi var Hasret’in
gözünde akan yaşı var Feryadını duyamadın ANKARA Vijdan kara düzen kara
gün kara
Madımak’ın duvarında kan damlar Nerde idin yakılırken insanlar İnsan dedik
anlamadı yamyamlar Sen keyfine değemedin ANKARA Kömür kara vijdan kara
gün kara
Hani hepimizi aynı severdin Doksan üçte nasıl yakıldık gördün Hesap soracağım
diye söz verdin Hiç birine kıyamadın ANKARA Vijdan kara düzen kara gün
kara
Temuzun ikisi çaldı tamtamlar Dümrül;toplandılar doldu meydanlar
Ozan yazan aaydın idi kurbanlar Yedin yedin doyamadın ANKARA Vijdan kara
düzen kara gün kara Ahmet
Dümrül / 17.05.2003-05-22 NERDESİN
SEN Meydana çıkan kirletilmemiş bir filizdir sevdamız emekliyen
bir çocuk ses bekliyen sesizliktir sevgi ister/ birlik ister cesaret
ister/güç ister Ne zor şey yeryüzünde bir toprak parçasını vatan
edinmek ne zor şey nerde kaldın nerdesin sen Baaak
dar geliyor Avrupa gömleği eskidi yavaş yavaş parçalanıyor her
parçası bir bıçak yaralar dağlanırım dağılırım kanar kanım içime
akar göremesin gideceğin yerin olmaz kayıp etiklerini bulamasın Kartalkaya'ya
Aksu'ya Kandil’e Karadağ'a sahip çık bu dağlar ovalar ve sular
bu topraklar senin nerde kaldın nerdesin sen Resamın
çizdiği taplo Şairin aradığı söz birleşen eller barış arayan gözler
çağını anlatan anı bırakılan eserdir Bu eserin bir parçasıda sen ol
ustası ol/işçisi ol ayağı ol/el’i ol makanizması ol/Şarteli ol kalemi
ol/dil’i ol nerde olursan ol/ne olursan olda dert olma derman ol yolcular
levası dikilmiş durakta bekliyorlar nerde kaldın sen nerdesin
Ahmet Dümrül /
10-02-05 |